İngilizce “correlative conjuctions” olarak bilinen denklik bağlaçları, iki farklı yapıyı iki kelime ile aynı cümlede aynı bağlam içinde birbirine bağlar. Bugün sizin için 14 denklik bağlacını inceledik ve birer cümle ile örnekledik. Hazırsanız göz atalım:
1. So…that
Sarah speaks so quickly that nobody understands what she says.
So…that, denli, için, o kadar ki, öyle ki, zaten gibi çok anlama gelebilen, işlevsel bir denklik bağlacıdır.
2. Both…and
I can both read and write in English.
Both…and, hem…hem de anlamı verir. Gerek…gerekse anlamı da mevcuttur.
3. Hardly…when
I had hardly close my eyes to sleep when she came to home.
Hardly…when, -maz ya da -r eki getirir.
4. Not only…but also
Not only George but also Mary can cook.
Not only…but also, keza anlamı katmaktadır. Sadece…değil, aynı zamanda… şeklinde çevrilebilir.
5. Rather…than
I would rather go to a concert than stay at home.
Rather…than, -maktansa, -den daha ziyade gibi karşılaştırma anlamı verir.
6. Such…that
She is such an intelligent girl that she can understand quickly.
Such…that, öyle ki, kadar ki anlamlarını taşır.
7. The more…the more
The more you try the more you can do.
The more…the more, (ça/çe) daha fazla anlamı katar.
8. Either…or
I can have either coffee or tea.
Either…or, ya…veya ile ya…ya anlamı verir. Olumlu yapıdaki cümlelerde kullanılır. İki tercihten birini seçmek anlamı katar.
9. Neither…nor
Neither John nor his father is very thin.
Neither…nor, ne…ne de anlamı taşır ve olumsuz yapıdaki cümlelerde kullanılır.
10. No sooner…than
I had no sooner gone to home than the doorbell rang.
No sooner…than, olur olmaz ya da yapar yapmaz anlamı katar. Kelimelere, -er -emez ya da -ir -mez eklerini getirir.
11. Whether…or
You have to do this whether you like it or not.
Whether…or, gerek ya da olup olmadığı anlamında kullanılır. Genel itibariyle cümleye, öyle de olsa böyle de olsa gibi bir anlam verir.
12. As…as
Joshua is not singing as loudly as he can.
As…as, kadar anlamındadır.
13. So…as
His joke isn’t so funny as theirs.
So…as, kadar anlamındadır.
14. Scarcely…when
Scarcely had I gone to bed when the phone rang.
Scarcely…when, yukarıdaki örnekte de gördüğümüz gibi -er, -emez anlamı taşımaktadır.